Kaşıkçı elması Topkapı Müzesi Hazine Dairesi’nde dönen platform üzerinde, etrafını saran muhteşem parıltıyla ketndisine çarpan ışığı yansıtan 86 karatlık damla kesim vintage bir pırlantadır. Kaşıkçı elması kaç TL eder sorusu herkesin aklından geçirdiği bir sorudur. Fiyatından önce bu özel taşın özelliklerinden bahsedelim.
Kaşıkçı Elması Ne Kadar Büyük?
Bu dev pırlanta yüzüğün etrafını iki sıra halinde 49 adet pırlanta kaplıyor. Osmanlı Hazinesi’nin en pahalı taşlarından biri olan 70 X 60 mm ölçülerindeki Kaşıkçı Pırlanta, Türkiye ve Türk kuyumculuğunun tanıtımı ve ticarileştirilmesi için türünün tek örneği bir ikondur. Türk Kuyumculuk Sektörü, dünyanın en büyük 100 pırlantasından biri olarak kabul edilen Kaşıkçı Elması ile gurur duymaktadır. Kaşıkçı elmasına değer biçilememektedir. O kadar değerli bir taştır.
Bazı haber sitelerinden edilen bilgiye göre;
Kaşıkçı Elması 35 Milyon Dolar değerinde olduğu ifade edilmektedir.
Kaşıkçı Elmasının Hikayesi Nedir?
1669’da İstanbul’un Surlu kentinin en batısında yer alan Erikap semtinde bir moloz yığınını yavaş yavaş eleyen bir balıkçı, son derece göz kamaştırıcı ve devasa bir taş buldu. Elması güzel olduğunu düşünerek cebine koydu ama ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Kuyumcular pazarına uğrayana kadar taşı birkaç gün cebinde tuttu. Balıkçı cebindeki taşı ilk sergilediği kuyumcuda, kuyumcu pırlantanın gerçek değerinin farkındaydı.
Ancak durumu ortaya çıkarmadan balıkçıyı kandırmayı başardı. Osmanlı sarayı resmi tarihçisi Raşid’in aktardığına göre kuyumcu adama, ‘Bu bir cam parçası, dilerseniz geri alın, isterseniz bırakın ama isterseniz size karşılığında üç kaşık veririm’ demiş. Zamanına göre makul bir tazminat olarak teklifi kabul eden balıkçı, kuyumcu dünyanın en büyük dördüncü elmasını kaparken, elinde üç kaşıkla yola çıktı.
Kuyumcu ile alışveriş yaparken pırlantayı fark eden bir arkadaşı kuyumcu ile başka kuyumcunun anlaşamadığını görünce, tartışan kuyumculara bir kese para vererek taşı onlardan satın aldı. Ardından Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa ve IV. Mehmet onu önce saraya sonra da kraliyet hazinesine götürdü. Son zamanlarda tarihçiler arasında ikinci bir anlatı dolaşmaya başladı ve 1774’te Pigot adında bir Fransız subayın Hindistan’ın Madras Maharajah’ından elmas satın aldığını iddia etti. Mücevher defalarca el değiştirip Paris’te müzayedede satıldığında, Napolyon’un annesi onu satın alabildi.
Oğlu Elbe Adası’na sürüldüğünde, Reticia Ramolino Bonaparte’ın kendi kurtuluşu için 1798 veya 1799’da aziz mücevheri Diamond’ı satışa çıkardığı söylenir. Sonunda parçayı satın alan kişi Tepedelenli Ali Paşa’nın hizmetinde olan bir Türk oldu. 1822 yılında, Paşa II. Mahmut tarafından ihanetten asıldığında, Osmanlı hazinesi Kaşıkçı Elması da dahil olmak üzere tüm mücevherlerini aldı. 1825’te Sultan II. Mahmut taç giydi. İki sıra halinde 49 minik pırlantadan oluşan 86 karatlık bu pırlanta takımına, biri pırlantayı sarığına takmak, diğeri ise yüzük yuvası olarak kullanmak için iki gümüş delik yaptırdı. Kaşıkçı Elması hikayesi bu şekilde anlatılmıştır.
